Thursday, October 1

kim var orda?



albertina sen misin?


birinci ekimin sonuncu baharı anladı imdat aslında bir ünlem ve fısıldanırsa kimse duymaz. yazın sonunda yorgun dargın açılan kapıda mı suç yoksa ayak parmaklarının arasından dalıp gittiği ufukta mı! zayıflığı yemediğinden değil. dün söyledi gizlide, akşam boyu kursağından bi lokma heves geçmemiş. uzun lafın kısası makbuldür diyip çiçekleri vazoya koyup kapıyı çekmiş. açıldı ya işte kapı, çatılar bacalar kapatsa da ufkunu, bir umutla yavan yavan yutkunur yolu yarılamış sözleri. nerdeydi bu terlikler, sen mi geldin diyenler? sözümü balla kesenler? sonbaharda çiçek yerine yaprak almak kimin aklına gelmediyse o kişi öğretmişti cümleyi noktanın başına koymayı. ünlemse dedi pencereyi aralarken, aslında her cümlemin sonunda...

No comments: