Wednesday, April 28

allophony

bu yaşanan öncekinin ve şimdikinin enkarnasyonu 
olamaz, 
ne tırtıldı, ne de kelebek,
olan ve olacak 
sadece ete bürünen gölgedir
ve herkes bilir,
insanın bazen,
gece düşer gölgesi 
peşine

Wednesday, April 21

bu akşam neler oldu sorması ayıp?

kimlerin deyişleri, ne "quotations" ne...
mesela otobüste Marks'dan öyle bi alıntılar ki cümleyi, satır sonu kesme işaretinin bile kokusu gelir.
ya da ne replikler, nasıl satırlar, mısralar kalır akıllarda, ne güzel pazarlanır bunlar sofralarda...

benimse aklımda ne baudlelaire kalır o kadar kitabından, ne de bir antonioni repliği.
ben alsam alsam şöyle şeyler çeker alırım koca koca diyarlardan, şöylesi yer eder dimağımda pişkin pişkin, kıçını yaya yaya:

"bizim evde digi-turk var söylemesi ayıp."

Friday, April 16

sadece

havanın bu kadar güzel olduğu ilk ilkbahar gününde
parklardaki bankların yapış yapış boyanmasını emreden insanlarla
aynı şehirde yaşamaktan dolayı buruktu bakışlarım.

yüzümün yeryüzüne pararel düşmesinin
gerçekten başka bir sebebi yoktu.

Saturday, April 3

üç ses, bir gece


s
kaplumbağalar üzerinde mumlar var imiş bir zamanlar

g
ve ışık hızıyla akarmış zamanlar

d
zaman zaman, zaman zaman, hmm o zaman...