Monday, March 7

şavk vurur, zilal düşer, arada olan ağaca olur

bir adı ya da bir anıyı,
ilk anlamıyla anabilmeyi ister.
duyduğu her kelimeyi, ilk anlamından öteye gitmeden,
daha el değmeden,
dili dolanmadan.

ama olmuyor.
kitaplarından çok uzak olduğu için belki
iç sesine söz geçiremediğinden ya da.

tıkırtılara uyanıyor,
çok karanlık, seçemiyor.
bir gölge her gece çöplerini karıştırıyor.
çıplak elleriyle yokluyor,
ne kaldıysa geriye,
karası tırnaklarına doluyor gölgenin

yine de içi rahat.
iyi bilir her gün doğar,
elbet biri çıkar,
geceyi sabah eder.

ve biz ona hürmet,
her sabah yatağımızı düzeltiriz.
geceyi gündüzden ayrı tuttuğumuzu bilsin isteriz.
gölgeyi ferinden,
bileni bilmeyeninden,
ve adını anısından.

kimi değer, kimi dolanır,
biri vurur, başkası düşer,
o eder, ben olurum.
sonra sen edersin, yine ben olurum.
gün olur, bi ben olurum.

bir ben ve tabi bir de gölgem

No comments: