ben de belediye başkanı olsam
ben de yaprakların süpürülmesini yasaklardım.
siyah asvaltta, koyu kahve tuğla evlerle gün batımı turuncusu bir kontrast.
woody allen'ın newyork mekanlı filmlerini andırıyor bana.
külçe külçe parlayan,
yerden yansıyıp adamın içini ısıtan bi renk var dalından vazgeçmiş bu yapraklarda.
çocukluğumda kurumuş nehir yatağını doldurmuş çınarların yapraklarında boğuşmalarımızı hatılrlıyorum babamla.
ağaçların, günlerin kısaldığını hissetmesi
ve bir jest gibi,
azalan günle azalması,
hüznü değil, keyfi çağrıştırıyor bana.
öyle işte.
ben de yaprakların süpürülmesini yasaklardım.
siyah asvaltta, koyu kahve tuğla evlerle gün batımı turuncusu bir kontrast.
woody allen'ın newyork mekanlı filmlerini andırıyor bana.
külçe külçe parlayan,
yerden yansıyıp adamın içini ısıtan bi renk var dalından vazgeçmiş bu yapraklarda.
çocukluğumda kurumuş nehir yatağını doldurmuş çınarların yapraklarında boğuşmalarımızı hatılrlıyorum babamla.
ağaçların, günlerin kısaldığını hissetmesi
ve bir jest gibi,
azalan günle azalması,
hüznü değil, keyfi çağrıştırıyor bana.
öyle işte.