Friday, April 16

sadece

havanın bu kadar güzel olduğu ilk ilkbahar gününde
parklardaki bankların yapış yapış boyanmasını emreden insanlarla
aynı şehirde yaşamaktan dolayı buruktu bakışlarım.

yüzümün yeryüzüne pararel düşmesinin
gerçekten başka bir sebebi yoktu.

3 comments:

UykusuZ said...

sabah şirkete gittim, ev temizlenecek ilk defa 3 ay sonra. irketteki temizlik elemanımızı alıyorum. Yolda bir üstgeçit, "yalı dedik lan Göztepe" .
Yıllardır düşünürüm , onca boya firması var, sponsor olur graffitti tutkunlarına sponsor olurlar, her yer rengarenk olur, sanattır bu.
Hatta İstanbulda bir belediye yıllarca bunlarla mücadele edip sonra onlara koca bir duvar tahsis etmedi mi? bu kadar zor mu.

disconnectus erectus said...

ilkokulda hayat bilgisi kitabında, boyalı bankın üstündeki dikkat boyalıdır yazısını, okuma bilmediğinden ayırt edemeyip, banka oturan birol'un trajedisini hatırladım. mürekkep yalamak, böyle trajediler yaşanmasına engel olmuyor ne yazık ki!

otto said...

@decisions: grafiti bir sanat da, sanırım ilimiz sınırlarında şehir hayatını katletme sanatı gibi eğitimler veriliyor belediyelere. keşke bizimkiler de, izmir yerelleri gibi birazcık daha önem verebilseydi şehir estetiğine. ahh ah nerdee...

@disconnectus erectus: bir boya olarak mürekkep yalamak da beraberinde pek çok trajedi getiriyor belli ki. şimdi o banklar kurumuş ama üzerlerine mürekkep yalayıp gazete okuyan kişilerin gazetelerinin parçaları yapışmış. e haliyle, (boyanın da gazetenin de) k..mıza yapışmasından iyidir.
deneysel görünüyo aslına.