Wednesday, March 17

faili güneş

şimdi güneş halıya vururken,
kediyi de devirmiş bir hamlede, olduğu yere

ve şimdi güneş yüzüme vururken
 vurduğu yer kızarırken,
gözümü alırken,
içimi açarken,
ve bunların hepsini perdenin aralığından
sinsice odama sızıp yaparken
kim soracak hesabını?

 bulut mu?

3 comments:

selçuk said...

...Beklemek, avuntu--bir silah patladı uzakta--
Yakında bir tel koptu
Durmanın durgunluğu--yeterse--
Sürsün bir süre böyle--ne çıkar--
Emzirsin içnizi o sonbahar bulutu.

diyor Cansever...

perdelerin artık yalnızca sen istiyorsun diye kapalı dursun güneşe ki güneş ne çok yakışıyor yüzüne bilmiyor musun?

savaşma artık,üzgünsen üzgünsündür.geçip gidecek,misafir gözüyle bak daralmalarına,sen derdin her misafire yatağını verme diye...

anlıyor musun neden öfkelendiğimi?
şimdi şeker almaya yollayayım mı mutsuzluğumu kapına?

kapıyı açmaya cesaretin var mı?

otto said...

sendeki anlaşılır belki ama ben kendiminkini anlayamıyorum.

gönder elbet, bekliyorum, ama akide yeter mi açlığımızı bastırmaya?

üzgünler de yorgunlar da geçecek hep kapının önünden,
hatta bak şimdiden çoğu geçti gitti
biraz daha sabır...

sonra uzanacak yanyana iki beden seymenlerde,
dalacak bir çift göz göğe
bir mısra mırıldanacak biri,
bir melodi diğeri,
ama aynı çıkacak sesleri;

bulut geçti...

selçuk said...

...göz yaşları kaldı çimende

gül rengi şarap içilmez mi böyle günde...