su sehirlerde dogup buyudukleri icin vahsi hayatta ne yapacaklarini bilemeyen, kent coplerinden baska ne yiyeceklerini bilemeyen hayvanlar gibi bagliyim ben sehirlere.
doga huzur icin iyi guzel de, ufuktaki tepeye bir ev kondurmazsan,
ya da yagmurlu bir semanin altina sokak lambasinin yansimasiyla isildayan islak asvaltta saga sola kosusturan anonim bir kalabalik koymazsan guzel gelmiyor gozume.
alelade bir reklam panosunun arkasinda isigiyla aydinlanan tozlu beton daha cazip geliyor nedense.
nereye gidersem gideyim, gittigim sehirler gercek olacak kadar cirkinse daha da evimde hissediyorum.
Ankaranin martilari gibi bir toptanci halini gurleyen sularinda iri baliklarin oynastigi berrak nehirlere tercih ediyorum.
klimalilasmayla nesli tehlikeye giren bir kalorifer bocegi gibi, vapurun cama yakin koltuklarinda bir o yaka bir bu yaka, gozu betonerme tepelere dalmis kalabaliklara karisiyorum.
ben o kalabaliklara yakisiyorum.
--kusura bakmayin cumleleri akicilikla dizemedim. zira artik kisa cumleler kuramiyorum.
ucu acik ve kararsizlikla cebellesen hislerimi soze dokerken dizdiklerime hic bir noktayi konduramiyorum.
2 comments:
al benden de o kadar
eyvallah!
Post a Comment