Sunday, May 16

posta kutundaki baykuş

o nisan, yıllar sonra anılarına çerçeve olacak şehrin resmini çizerken aklında,
ve hayat, acemisine temkinli yaklaşırken, sen izini kaybettiriyorsun.

ben günün tam orta yerinde, harcadığımı sandığım yılların kıymetini anlıyorum sanki.
kaygılarım tam da kıvamındayken, sen adres değiştiriyorsun.

benzer bi akşamüstü, güneş bu kuru şehre sadece camlardan yansırken,
o iç içe geçmiş küçük çerçevelerin birinden, ben, acemice,

nefes alıyorum, veriyorum.

yine de engel olamıyorum.
ben onu özgür bıraksam da, yine geliyor posta kutuna saklanıyor.

buradaki tek yazık, üstgeçitteki adamın çektiği filmi izleyememiş olmamız.
ve de o pardesülü kadın gibi birbirimizi kalabalığa karıştırmamız.

No comments: