Tuesday, June 29

dırdır

insanlık sonunu geniş zamanla yazdı
hiçbirşey bu kadar geniş zamanlar ve kalabalık kitleler için geçerli olamazdı aslında.
kanun dediğin geniş zamanlı, norm dediğin geniş zamanlı, gazete haberleri, masallar...

yani:

de(con)struction of a delusion in impersonal present simple

Monday, June 28

küpe

her speech bir acttir.

Monday, June 21

ne yaptım?

bir nalbur ve bir bakkalla sohbet ettim.
yere düşmüş çatalı birisiyle aynı anda farkettim.
bugün bir çıkmaz sokağa girdim
sahanda yumurta yedim
ve otobüste uyuya kalmış amcanın burnunun ucundan ter damlayışını izledim.
ben bugünü yaşadım.

ne mi yapmadım?
beşinci kattan atlamadım.

Friday, June 18

and if young nigel says he is happy
he must be happy
he must be happy

Monday, June 14

bigudi

ne güzel söylemesi. bence daha sık kullandığımız bi kavramın adı olmalıydı. mesela dolmuş yerine bigudi demeliydik. ya da kahvaltı... ama yok kahvaltı kalsın o da güzel.

evet bigudi..
güne yeni başlamak gibi.
yeni güne başlamak gibi.
uyumak uyanmak gibi.
süt gibi
bigudi

Sunday, June 13

hatırlıyor musun?

halbu ki 
tüm güzel masalları 
bi tiyatro sahnesinde dinlemiştim o sabah, 
uçurumun kıyısında.

Wednesday, June 9

son bir nefes

ha gayret!
bir nefes daha,
bu sefer daha derine.
belki de kuma batarım
su bulanır.

Sunday, June 6

hafif meşrep

öyle yağıyor işte.
güne anlamını katıyor,

o öyle yağınca
bi çok şey anlamını yitiriyor.

Friday, June 4

sonsuzlukta bir gün


ぎっちん あま むつずん ばぜんで うむつずん